30 Ağustos 2022 Salı

Öğrencilerin Daha Başarılı Olması İçin, Eğitim ile Öğretim

   İlkokul, ortaokul ve lise...Çocukluğumuzdan başlayıp, gençliğimize kadar süren öğretim ve eğitim hayatımız. Bu yıllar belki de ömrümüzün hiç unutamayacağı yıllar olacaktır. Bu yıllarda öğrendiklerimiz ve kazandığımız yeni arkadaşlıklar, ileride bizlere yol gösterici ve yardımcı olacaktır.

   Şimdi Türk Dil Kurumu'ndaki tarifleri ile öğretim ve eğitimi yazalım, sonra analiz yazımıza başlarız.

   Öğretim Nedir

   Belli bir amaca göre, gereken bilgileri verme işi, tedris, tedrisat, talim

   Veya başka bir anlamı ise; Öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işi.

   Eğitim Nedir

   Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, doğrudan ve dolaylı yardım etme.

   Bu 2 tarif, kısaca aklımızda şöyle kalabilir. Öğretim ile bilgiler öğrenilir, eğitim ile öğrenilen bilgilere yorum ve uygulamalar eklenerek, hayata geçirilir. Yani eğitimle bizler işin birer uzmanı oluruz. Öğretim sınıf ortamında olur, eğitim ise hem sınıf ortamı hem de çalışma ortamında olabilir.

   Bir örnek verecek olursak; 0,1,2,3....9 rakamlarını öğrenmek öğretimdir. Bu rakamları araştırma ve deneylerde doğru bir şekilde kullanmak yani pratik yapmak ise, eğitimdir. Eğitimde beceri ve yetenek ön plana çıkar.

   Başka bir örnek daha verecek olursak, mesleki bir lisede teknik bilgileri öğrendiniz. Sonra bir fabrikada işe girip, okuldaki bilgileri kullanarak kendinizi o alanda yetiştirerek şef ve müdür gibi konumlara geldiniz. Bu eğitim sayesinde olmaktadır. 

   Bu tarifler ve örnekten sonra analizimize yavaş yavaş başlayabiliriz. Türkiye dünyada hızlı büyüyen bir ülkedir, dolayısı ile öğrencilerimiz eğitimlerini ne kadar iyi alırlarsa dünyada o kadar diğer öğrencilerle yarışırlar. Bizler artık kendi içimizde değil dünyadaki diğer öğrencilerle başa baş yarışıp, kazanmak zorundayız. Bu yüzden öğrencilerimizin daha başarılı olmaları için neler olmalı, onları maddeler halinde yazmaya başlayalım.

Öğrenciler
Öğrenciler ve Başarı

   ÖĞRENCİLERİMİZİN DAHA BAŞARILI OLMASI İÇİN, YAPILABİLECEKLER

Matematik dersi öğrenci arkadaşların en korktuğu derstir, ama gerçekte ise tam tersidir. Çünkü ana mantık iyi öğrenilirse, gerisi rakamlarla 4 işlem yapmaktır. Bu yüzden matematikteki konular öğrencilere, daha akılda kalıcı ve daha sevdirerek anlatılmalıdır. Matematiğin zor olmadığı, aksine çok kolay olduğu söylenmelidir. 

- Geometri dersi de matematik gibidir, bu derste ise formülleri ezberlemeden (akılda kalıcı olarak öğrenilerek), ana mantığı iyi öğrenilerek formüller zihinde tutulmaya çalışılmalıdır. Daha sonra ise soruya geriden bakıp, püf noktayı yakalamak gerekir. Bunlar yapıldı mı geometride en az % 90 doğru yapılır.

- Hangi ders olursa olsun, kuru ezber yapılmamalıdır. Ezber yapılacaksa, akılda kalıcı şifreleme yöntemi ile bazı bilgiler ezberlenebilir. Örnek; bizlerin 25 yıl önce yaptığı bazı şifreli ezberler, hâlâ aklımızdadır.

- Okullarda verilen ödevlerden anlamadığı yerleri çocuklar, akşamları anne ve babalarına götürebiliyor. Anne ve babalar ise genelde gündüz işleri ile yorulmakta, akşam eve de gelince derslerle karşılaşıyorlar. Anne ve babaların belli bir kısmı ise, dersleri fazla bilmediği için şaşırıp kalıyor. Yani çocuklardan önce, aileler dersleri öğrenmesi gerekmeli. Bu durum için aileler çözüm bekliyor, okullardan. 

- Sınavlardan alınan notların çok önemli olmadığı, asıl notların hayatta yapacağınız başarılarla alınacağı çocuklara iyi şekilde anlatılmalıdır.

- Tarihimiz çocuklara çok iyi öğretilmelidir, 3 boyutlu görsellere dayalı güzel anlatım ve projelerle

- Tarihimizdeki bazı bilgileri maalesef çoğumuz bilmiyoruz, öğretilmemiş. Bir örnek verecek olursak; Kut'ül Amare Zaferi'mizi 2-3 sene öncesine kadar kaçımız biliyordu ?

- Başka bir örnek daha verecek olursa, Çirmen Zaferi ve 800 kişilik ordu, 70.000 kişiye karşı. Bu zaferi kaçımız biliyoruz? 

- 300 spartalı askerin sözde başarısını bizlere dünya anlattı, ama bizlere 800 kişilik ordumuzun Çirmen Zaferi'ni anlatmadı. Niçin acaba?

- Bu 2 örnek gibi daha bilmediğimiz kaç tane daha, zaferimiz vardır tarihimizde?

- Coğrafya bilgileri artık herkesi ilgilendiren bir konu hâline gelmiştir. Coğrafyada herkes şu an nerede hangi bitki daha iyi yetişir, nasıl iklime sahiptir, sulama durumu nasıldır bunları araştırmaya başladı. Çünkü gıda demek, coğrafya demektir. Burada da 3 boyutlu görsel haritalarla konular anlatılarak, öğrencilerin akıllarında kolayca kalması sağlanabilir.

- Fizik ve Kimya bir yandan ezberi, bir yandan matematik işlemlerini kapsayan derslerdir. O yüzden bu dersleri anlatırken iki boyutlu düşünerek anlatılmalıdır. Formüller ve matematik iyi bilinirse, kolayca yorumlar yapılarak sonuçlara ulaşılır.

- Biyoloji derslerinin çoğu analitik düşünmeye bağlı ezberlerdir. Günümüzde gelişen teknoloji ile bunların akılda kolayca kalması için, 3 boyutlu çizimler ve şifreli ezberleme yöntemi ile anlatılabilir.

- Anadilimiz olan Türkçe'miz ve edebiyatımız. Bazen güzel şiirlerle, bazen de uzunca cümlelerle söylemek istediklerimizi anlatmaya çalışırız. Sesli ve görsele dayalı anlatımlarla, öğrencilerin aklında bazı ezber bilgiler daha kolayca kalabilir.

- Zorunlu eğitim 8+4 olmalı. Yani okumak istemeyip, kendini bir sanat dalında usta olarak yetiştirmek isteyen kişilere lise mecburi olmamalı. Bu kişiler sanayide veya başka yerlerde belli denetimler altında çalışmalıdır. Böylece hem kendini yetiştirmiş olur, hem de fabrikaların personel bulamama sorunu çözülmüş olur.

   Sizler için hazırladığımız analiz yazımızın sonuna gelmiş bulunmaktayız. Başka bir yazımızda yine görüşmek üzere herkese Saygı ve Selamlarımızı sunarız...



   Kaynaklar ve etiketler; wwwsozlukgovtr (tarifler), öğretim nedir kısaca, öğretim nedir tanımı, eğitim nedir tanımı, eğitim nedir kısaca, eğitim ile öğretim arasındaki fark nedir, eğitim ile öğretim farkı, öğrencilerin başarılı olması için neler yapılabilir, matematiği kolay öğrenme, geometriyi kolay öğrenme, fiziği kolay öğrenme, kimyayı kolay öğrenme, biyolojiyi kolay öğrenme, türkçeyi kolay öğrenme, coğrafyayı kolay öğrenme, başarı nasıl elde edilir, başarı nasıl kazanılır, başarı nasıl artar, başarı nasıl olur, başarıyı arttırmanın yolu, öğrenci başarısını arttırmak için yollar, okul başarısını arttırmanın yolları, başarıyı artırma yolları, okul başarısını artırmak için öneriler, ÖĞRENCİLERİN, öğrencilerin başarısı nasıl artar, DAHA BAŞARILI OLMASI İÇİN, öğrenci başarılarını artırmanın yolları, EĞİTİM İLE ÖĞRETİM, başarıyı arttırma yolları, ANALİZLER, matematiği kolay öğren

20 Ağustos 2022 Cumartesi

İhracatın artması ne anlamlara geliyor, Cari açık

   Ülkemizde çok konuşulan konulardan biri ihracat, üretim, fabrika ve istihdamla arasında olan analitik bağlantılardır. İhracat artarsa en basitinden devletimize ödenecek vergilerin artması ve döviz girişinin artması demektir, dolayısı ile devletimizin büyümesi demek olup, bizlere olan hizmetlerin artması demektir.

İhracatın Artması
İhracatın Artması

Bunun dışında ihracat artışı ile ilgili şu sorularda hemen, akıllarda dolaşmaya başlar.

- Üretim ne olur? 

- Fabrika sayısı ne olur?

- İstihdam ne olur?

- İşsizlik ne olur?

   Her ihracat artışında bu sorular sorulmaya başlanır. Biz konuyu basit bir örnekle açıklayalım, sonra genişçe bir analize başlarız.

   Sizin  bir fabrika olduğunu düşünün ve ihracatınız yıllar boyunca 7 kat arttı. Bunu rakamlarla örneklendirirsek;

   10-15 sene önce yıllık cironuz 4 milyon dolar iken şimdi 28 milyon dolara çıktı. Bu zaman zarfında neler yapmış olabilirsiniz?

- Üretim otomatik 7 kat arttı, toplam ihracat rakamından dolayı

- 1 işletmeniz varken, 2-3 işletmeniz veya 1 büyük fabrikanız oldu

- Üretim arttığı için, otomatik personel sayınız 2-3 kat arttı

- Yeni personeller alındığı için, işsizlik otomatik azaldı

   Yani kısaca işsizlik dışında, diğerleri arttı. Peki bunun yansımaları çalışan personellere ve esnaflara nasıl olur, bunun analizine başlayalım.

   Bazı kişiler ihracat artarsa artsın, bana ne faydası var diyebiliyor. Halbuki o kadar çok faydası var ki, şu an kendisi bir fabrikada çalıştığı için, bunu tam anlamayabiliyor. Biz şimdi sorular yazarak, konunun daha rahat anlaşılması için çalışacağız.

ÇALIŞANLAR İÇİN SORULARIMIZ

- Eğer ihracat 7 kat artmasa idi, şu an çalışan yaklaşık 25 milyon sigortalıdan kaç milyonu işsiz kalacaktı?

- Bu işsizler arasında sizlerin de olmayacağının, bir garantisi var mı?

- İhracat artınca, patronların gelirleri artar. Dolayısı ile zam zamanları yüksek maaşlar verme imkanı olmuyor mu?

- Eğer ihracat artmasaydı patronların gelirleri azalacak, belki çok az zam yapabileceklerdi. Yada personel çıkaracaklardı, bunu hiç düşündük mü?

- İşsizlik azalınca herkesin alım gücü, normalde artmaz mı?

- Önceden sokaklarda eski arabalar varken, şimdilerde nerdeyse hep yeni yeni model arabalar var, nasıl alındı bunlar diye hiç düşündük mü?

- Önceden çoğumuz kiracıydık, şimdi kredilerle ev sahibi olmaya başladık. Bunlar nasıl oldu diye acaba hiç düşündük mü?

- Şu an işimiz var diye fazla umursamıyor olabiliriz, bana ne, niçin ihracatın artmasını düşüneyim diyebilirsiniz. Peki siz emekli olunca, sizin çocuklar büyümüş olacak, onların nasıl iş bulacağını hiç düşündük mü? 

- İstihdam artınca bunun otomatik yansıması esnaflara olmaktadır, Türkiye'de yaklaşık 2 milyon tane esnaf vardır. Bu yansımayı hiç düşündük mü?

-İhracat artınca otomatik sigortalı personel sayısı da artmaktadır, böylece emeklilik haklarınız garanti altındadır. Bunu ne kadar düşündük acaba?

- Sigortalı sayısı artınca, bunun emeklilere pozitif yansımalarını hiç düşündük mü? Çünkü sigortalılardan alınan paralarla, emeklilerin maaşları ödeniyor. Bunu rakamlarla yazalım;

   a) 2000 yıllarında yaklaşık 64 milyon nüfus, 20 milyon çalışan ve 6 milyon emekli vardı

   b) 2022 yılında ise 84 milyon nüfus, 31 milyon çalışan (Sgk'lı + memurlar) ve 14 milyon emekliye yanaştı rakamlar.

   c) Kısa bir analizle 2000 yılında çalışan 20 milyon kişiden yaklaşık 8 milyonu günümüze kadar emekli olmuş. Yani çalışan 12 milyon kişi kalmış. Şu an ise çalışan sayısı yaklaşık 31 milyon. Dolayısı ile çalışan sayısı 12 milyondan 31 milyon kişiye kadar artmış (artan nüfusla beraber).

- Fabrikaların ihracatı artınca, bunun yansımasının otomatik fabrikalarla bağlantılı sanayilere de uğradığını ne kadar biliyoruz acaba?

- Dünyada doğalgaz fiyatları 10 kat, elektrik kat, petrol ise 3 kat arttı. İhracat artınca devletimiz doğalgaz faturalarımızın % 75'ini, elektrik faturalarımızın ise % 50'sini hazineden kendi karşılıyor (sübvanse ediyor). Eğer ihracatımız artmasa idi, o zaman ne olacaktı. Hemen yazalım örnek faturalarla;

  a) Bize  200 TL  elektrik faturası geliyorsa bu, 400 TL olarak tahsil edilecekti

  b) Bize 300 TL doğalgaz faturası geliyorsa bu, 1.200 TL olarak tahsil edilecekti.

   Bunlar olursa, neler olur hiç düşündük mü acaba? 

- Ayrıca birileri ha bire ihracat artsa da faiz niçin artırılmıyor diyor, faiz artmadığı için döviz artıyor diyor. Öncelikle şunu diyelim, faiz artarsa fabrikaların mali bütçeleri sıkıntıya girer. Dolayısı ile personel çıkartmaya kadar işin sonu gider, böylece işsizlik artar. Bu yüzden faizin artması sadece faizden parasına para katanların işine gelir, başka kimsenin işine gelmez. Eski yılları düşünün, kimler faizlerden neler kazanmıştı?

- Döviz artıyor diyenlere ise şöyle bir soru sorabiliriz. Bizler döviz almazsak, niçin dolar artsın ki. En basitinden Amerika'nın şu an 30 trilyon dolar borcu var. Bir sabah kalktığımız da Amerika'nın ekonomik olarak zora girdiği haberlerini duyup, peşinden dolar % 50 değer kaybetmiş diye duyarsak, ne olacak, hiç düşündük mü?

- Geçenlerde Merkez Bankası Başkanı'nın bir demeci vardı, şöyle dedi;

''Kurumsal firmalar yatırım yapacağım diye kredi çekip, 55 milyar dolar döviz aldılar''

   Şimdi soruyoruz, ucuz kredileri alıp onunla döviz alarak, doları artırdınız. Sonra artan dolarla ürünlerin fiyatları zamlandı, sonra da enflasyon arttı. Vicdanen rahat  mısınız ?

- Devletimiz bu 55 milyar dolar alan firmalara gereken neyse hemen yapmalıdır, yoksa kışın bunun daha büyüğünü yaparlar. İşin daha ilginci bu dolar alanlar, her şeye zam geliyor diyebiliyor. Sizler yatırım yapsaydınız ne dolar artar, nede zamlar olur. Ayrıca enflasyon artıp, fabrikaların işgücü zayıflarsa ve personel çıkarmaları başlarsa, o zaman ne olacak? Sonra o dolarların sizleri kurtaracağını mı zannediyorsunuz, bunu hiç düşündünüz mü acaba?

- Devletimiz Savunma Sanayiinde çok süper ürünler yapmaktadır. Bir ülkenin dünyadaki gücü, sahip olduğu teknolojik silahlarla doğru orantılıdır. Eğer ihracatımız azalır ve Savunma Sanayiimizde üretilen ürünler de azalırsa, dünyada bir savaş çıkma durumunda hâlimize neler olur, hiç düşünüyor musunuz? En basitinden çevremizdeki ülkeleri düşünün (Irak, Suriye, Ukrayna) ne durumdalar?

- İhracatımız azalır ve birileri ha bire dolar almaya devam ederse, doğalgaz ve petrol bulma çalışmalarımızın sekteye uğrayabileceğini hiç düşündünüz mü? Doğalgaz 10 kat arttı dünyada, eğer sekteye uğrarsa şu an ödediğimiz faturalardaki sübvanseler kesilebilir ve 4 kat faturaları ödemek zorunda kalabileceğimizi hiç unutmuyoruz değil mi?

- Bazıları ihracat artıyor ama ithalatta artıyor diyebilir, evet doğrudur. Ama bu ithalatın yüzde olarak büyük pastası enerji ve altın ürünleridir (petrol, doğalgaz) yaklaşık % 25-30 civarı, devasa oran değil mi? Ülkemiz niçin enerji ve altın üzerine çalışmalar yapıyor? Petrol kuyuları, doğalgaz aramaları, yenilenebilir enerji..vs.. Ayrıca ithalat yapılan ürünlerin benzerlerini Türkiye'de üretmek için yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Böylece hem ithalat azalacak, hem de ihracatımız ve istihdam artacak.

Son
Soru

Son olarak şu soruyu yazmak istiyoruz;

- 2 dakika için şu hayali kurar mısınız? İhracat birden azalmaya başladı, fabrikalar zam vermeyi bırakın, personel çıkartmaya başladı. O zaman neler değişir hayatınız da?

   Dünya gerçekleri ile ilgili yazdığımız bu analiz yazımızı umarım a'dan z'ye herkes okur. Dünyada her sabah farklı bir olay oluyor. Kimi yerde savaşlar, kimi yerde ise kışın nasıl soğukta otururuz mevzuları. O yüzden birlik olalım, güzel Türkiye'mizi büyültelim. Türkiye sadece 84 milyondan ibaret değildir. Dünya'daki 1.8 milyar Müslüman, Türk ve Mazlum İnsanların gözü ve kulağı, hep Türkiye'dedir.

   Yazımızın sonuna gelmiş bulunmaktayız. Bu yazımızı sizler okuduktan sonra, çevrenizdeki herkese okutmanızı tavsiye ederiz. Hayat her zaman tatlı değildir, acı gerçekleri de vardır. Bu gerçeklerle baş başa kalmamak, sizlerin elindedir. Başka yazılarda görüşmek üzere herkese Saygı ve Selamlarımızı sunarız.



   Kaynaklar ve etiketler; wwwtrcooltextcom (resim), export, import, ihracatın önemi, ihracat artarsa ne olur, ihracat niçin önemli, ihracat azalırsa ne olur, ihracat azalırsa neler olur, ihracat artarsa neler olur, ihracat neden önemli, İHRACATIN ARTMASI, ihracatın ekonomik etkileri, NE ANLAMLARA GELİYOR, ihracat ithalat cari açık, CARİ AÇIK,  ihracat artarsa milli gelir ne olur, ANALİZLER, ihracat azalırsa neler olur

Öne Çıkan Yayın

İnternet Fiyatlarına Zam, Nasıl olur bu Fiyat Tarifeleri