19 Şubat 2021 Cuma

Atmosferin katmanları ve Uzay çalışmaları neden önemli

   Bugünkü konumuz Atmosfer ve ona bağlı olarak Uzay olacaktır, değerli okuyucularımız. Diğer yazılarımızı takip eden okuyucularımız iyi bilir ki, web sitemiz kısa ve öz bilgileri yazarak, bilgilerin kolayca akılda kalmasını sağlamaktadır. 

   Önce atmosfer nedir, kaç katmandan oluşur bunlara bakalım. Sonra uzaya geçiş yaparız.

   Atmosfer: Yer çekimi sayesinde, dünyayı çevreleyip saran, güneşten gelen enerjinin hızlı bir şekilde uzaya dönmesini engelleyen ve canlıların yaşamsal faaliyetlerini devam ettirebilmesi için gerekli olan buhar ve gaz tabakasına denir. 

   Atmosferi oluşturan gazların yerden 80 km 'ye kadar temel özellikleri değişmez. Atmosferde bulunan gazlar genelde 2 grupta incelenmektedir.

- Atmosferde bulunan ve oranı değişmeyenler: % 78 azot, % 21 oksijen, %1 serbest dolaşanlar (helyum, hidrojen, kripton, argon, neon, ksenon).

- Atmosferde bulunan gazlar ve oranı değişenler: Karbondioksit ve su buharıdır. 

  Atmosferde daima bulunmayan gazlar ise tozlar ve ozondur.

   Atmosferde bulunan gazların bileşim ve yoğunluklarının farklı olmasından dolayı 5 tane atmosfer katmanı oluşmuştur, kısaca şöyledir.

ATMOSFERİN KATMANLARI SIRASIYLA

Atmosfer kaç katmandır diye soru sorulursa, 6 farklı katman diye cevap verilir, bunlar;

1) TROPOSFER

   Yerden ilk 20 km'ye kadar olan yerdir. Meteorolojik olaylar burada olur. Uçaklarının uçtuğu katman olarak bilinir.

2) STRATOSFER

   Troposferden 50. km'ye kadar olan bölümdür. Bu katmanda rüzgâr oluşumu görülür. Meteoroloji balonlarının ve bazı savaş uçaklarının uçabildiği katmandır. Genel olarak durgun özellikli yatay hava hareketlerinin görüldüğü bir hava katıdır. 

3) MEZOSFER

   Stratosferden 85. km'ye kadar olan bölümdür. Atmosferin en soğuk bölümüdür. Bu tabaka yeryüzünü meteorlardan korur, meteorlar bu tabakaya girince yanarlar.

4) TERMOSFER

   Mezosferden sonraki yaklaşık 400 km'lik katmandır. Hava çok ince olup, çok sıcaktır, yükseklik arttıkça sıcaklıkta artar. Yaklaşık 2.000 dereceye kadar sıcaklık ulaşır. Burada gazlar iyon halinde bulunur ve iyonlar arasında elektron alışverişi fazladır. Bu yüzden haberleşme sinyalleri ve radyo dalgaları iyi iletilir. Atmosferin en kalın katmanlarından birisidir.  

5) EKZOSFER

   Yerden 550. km'den sonra binlerce kilometreye (10.000 km) kazar uzanır. Genellikle uydular burada bulunur. Bu bölge yeryüzü atmosferi ile gezegenler arası uzayda geçiş noktası olarak adlandırılır.

Atmosfer
Atmosferin Katmanları

   Ayrıca başka bir katman daha vardır, oda iyonosfer'dir. Bu katman mezosfer ile ekzosfer arasında yaklaşık 1.000 kadar (60 ile 1.000 km arası) uzanmaktadır. Bu katmanın önemini maddeler halinde şöyledir:

- Adını güneş ışığından ve uzaydan gelen enerji dolu parçacıklar tarafından oluşturulan iyonlardan almaktadır.

- Serbest elektron ve iyon katmanı olan iyonosfer, radyo dalgalarını yansıtmaktadır.

- Bazı radyo istasyonları geceleri menzillerini yüzlerce kilometreye kadar çıkarır.

- İyonosfer katmanı ayrıca güneş rüzgarları ile yayılan yüksek yüklü parçacıkları da yansıtmaktadır.

  Uluslararası uzay istasyonu atmosferin hangi katmanında bulunmaktadır?

  Dünyanın etrafında dolanan Uluslararası Uzay İstasyonuna ev sahipliğini, Termosfer yapmaktadır.

   OZON

   3 tane oksijenin birleşmesinden oluşur (O3). Atmosferdeki ozonun yaklaşık % 10'u yerden 10-15 km'ye kadar olan troposfer tabakasında bulunur. Geri kalan % 90'ı ise yerden 50 km'ye kalan olan stratosfer tabakasında yer almaktadır. Buralarda olan toplam ozon miktarı ise genellikle ozon tabakası olarak adlandırılır. Bu tabaka yer yüzeyini güneş radyasyonunun zararlı bileşenlerinden korumaktadır.

   Şimdi bu atmosfer konusunu katmanlarına kadar anlattıktan sonra, gelecekle ilgili bir analizimizi yazacağız. O zaman niçin bu katmanları detaylı yazdığımızı daha iyi anlayacaksınız. Şu an yolcu uçakları yaklaşık 650-950 km hızlar arası uçup, 9 ile 11 km arası yüksekliklere çıkabilmektedirler. Normal kullanılan savaş uçakları ise 1.500 ile 3.500 km hızlar arası uçup, 15 ile 25 km arası yüksekliklere çıkabilmektedirler. İnsansız silahlı hava aracı olan sihalar ise şu an 300-740 km hızlar arası uçup, 8 ile 15 km arası yüksekliklere çıkabilmektedirler. İleride kim en yükseklere uçabilirse, bu uçak bir bakıma görünmez olacaktır. Çünkü en üstte olanı, alttaki savaş uçakları veya sihalar göremez. Geleceğin yetenekleri olan şimdiki gençlerin, ileride bunu başaracaklarına inanıyoruz. Bu konu çok önemlidir, çünkü ileride bugünkü insanlı savaş uçaklarının yerlerini, belkide insansız sihalar yer alacaktır. Belkide ileride 26-30-35-40-45 km yüksekliklere çıkıp, uçabilecek savaş uçakları veya sihalar yapılabilir, ne dersiniz?

UZAY ve AJANSLAR

   Atmosfer konusunu bitirdikten sonra, şimdi Uzay konusunu yazmaya başlayalım. Öncelikle uzayın tarifini yapalım, sonra sırasıyla gidelim.

Uzay
Uzay


   Uzay: Genelde Dünya ve onun atmosferinin dışındaki kısıma denilir. Atmosferin en dış tabakası Dünya'nın yüzeyinden yaklaşık 960 km yüksekte biter, ama devamı da olabileceği için net bir yükseklik denilemiyor. FAI tarafından yapılan tanımlamaya göre ise uzayın denizden 100 km yüksekte başladığı kabul edilir. Bu yükseklikten sonra bir hava aracının havada kalması için, çok yüksek hızlarda olması gerekir. Bu hızlara ise orbital hız adı verilir. 

Uzay
Uzay


   Uzayın tarifinden kısaca bahsettikten sonra gelelim, niçin uzayın bu kadar önemli olduğuna. Uzayın en basitten ne kadar önemli olduğuna sadece bir örnek verelim, uydular. Eğer uzayda uydularımız olmasaydı, iletişim sektörü bu kadar hızlı ilerleyebilir miydi, internet bu kadar hızlı olur muydu? Bunu detaylı düşününce, gerisini sizlerde kolayca bulursunuz zaten.

   Ülkelerin tam bağımsızlığı artık Uzayda ne kadar olabildiklerine bağlıdır. Çünkü uzayda ülkenin ne kadar kendine ait uydusu varsa, o kadar başkalarından bağımsız olup, gücü artar dünyada. Çünkü uydular ülkelerin teknolojide önde gitmesini, ayrıca bilgilerin kendilerinde kalmasını sağlar. İlk uydu 1957 yılında Sovyetler Birliği tarafından gönderilmiştir, Sputnik 1 ismiyle. Bugüne kadar uzaya yaklaşık 2.660 uydu fırlatılmıştır. Bunları fırlatan 30 ülkeden ilk 3 tanesini yazalım, gerisini siz düşünün.

- Amerika'nın yaklaşık 1.320 tane.

- Çin'in yaklaşık 365 tane.

- Rusya'nın yaklaşık 160 tane.

   Türkiye'nin ise 7 tane uydusu vardır, 6'sı aktif, 1'i yörüngeye oturacak. (Haberleşme ve Gözlem için kullanılıyor). İlk uydumuz 1994 yılında fırlatılmıştır. Aktif olacak son uydumuz ile haberleşme ve tv yayıncılığı daha kaliteli olacaktır. Nasipse 2022 yılında ilk yerli üretim haberleşme uydumuz olacak olan Türksat 6A fırlatılıp, yörüngesine oturtulacaktır.

   Bunun yanında uydu yapmak kadar, uyduyu fırlatacak teknolojiyi de üretmek çok önemlidir. İlerleyen zamanlarda bu teknolojide olacak İnşaAllah.

NİÇİN UZAYDA OLMALIYIZ ? 

- Kaliteli haberleşme.
- Bilgiler ülkemizde kalacak.
- Daha güzel televizyon yayınları.
- Ekonomiye katkısı büyük olacak.
- İleride insansız savaş uçaklarına yardımı çok olacak.
- Yapay zeka için ileri teknoloji lazım.
- Kaliteli gözlem olacak, istihbarat için.
- Gençlerimiz geleceğe daha büyük umutlarla bakacak.
- Ar-Ge yatırımları büyüyecek.
- Uzayda kullanılacak, uzay araçları yapılacak.
- Uzaya insan gönderme başlayacak Türk ismiyle (astronot, kozmonot gibi).
- Uzaya turistik geziler olabilecek.
- Uzay limanı işletmesi kurulacak, Ekvator'a yakın bir ülkeyle ortak.
- Uydu üretim teknolojimiz artacak.
- Uyduları uzayda yörüngeye oturtacak teknolojimiz gelişecek.
- Diğer gezegenlerin araştırılmasına başlanacak.
- Uzayda kullanılabilecek robotlar yapılacak.
- Uzay madenciliği artacak.
- Uzay madenlerinden enerji üretimi olabilir, özellikle helyumdan.
- Uzay hukukunda ülkemizde söz sahibi olacak.
- Ulusal ve milli güvenliğimize çok faydası olacak.
- Dünya'da ülkemizi yarışta ön sıralara çıkartacak.
- Katma değeri büyük ürünleri, ülke olarak üreteceğiz.

   Bu kadar yararları olacak olan Uzay çalışmaları için, ülkemiz Türkiye Uzay Ajansı'nı (TUA) kurmuştur. TUA olarak 2023 yılında Ay ile ilk temas gerçekleştirilecek ve 2028 yılında ise Ay'a bir uzay aracımızın indirilmesi ve sonrasında ise bilimsel çalışma yapılması hedeflenmektedir. 

AJANSLAR

Bilindiği gibi;

Amerika'da NASA uzay ajansı.

Çin'de CNSA uzay ajansı.

Rusya'da ROSCOSMOS uzay ajansı vardır. 

Dolayısı ile bizim TUA ajansı ileride bu ajanslarla yarışacaktır, şimdiden başarılar dileriz. 


TUA
TUA


   Tua Ajansı'nın tanıtımını anlatan resimler şu şekildedir.

Türkiye Uzay Ajansı
Türkiye Uzay Ajansı

TUA
Türkiye Uzay Ajansı


Türkiye Uzay Ajansı
TUA

Türkiye Uzay Ajansı
TUA

ÖNEMLİ BİLGİLER

  Bilgi olarak şunları da aklımızda tutarsak iyi olur. 

- Dünya ile ay arası uzaklık, yaklaşık 384.000 km'dir.

- Dünya ile güneş arası ise yaklaşık 150 milyon km'dir.

- Dünya ile mars arası ise değişkendir, iki gezegenin Güneş etrafındaki yörüngelerine bağlı olarak 55 ile 400 milyon km arasıdır, ortalama 200 milyon km sayılmaktadır. 

- Evrenin bilinmezliğini koruyan oluşumlara karadelikler denir. Karadeliklerin boyutları birbirlerinden farklıdır. Karadelik için kabul gören maksimum kütle değeri yaklaşık 50 milyar güneş kütlesidir.

TUA
Türkiye Uzay Ajansı


TUA
Türkiye Uzay Ajansı


   Bir yazımızın daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Sizlerle beraber büyüyen web sitemizi, tanıdıklarınızla paylaşırsanız, onlarda bilgilerden faydalanmış olurlar. 

   Başka bir yazımızda görüşmek üzere, herkese Saygılar...


Not 1: Bu yazımızı şubat 2021 yılında hazırlamıştık. Bugün 9 şubat 2024 ve Türkiye'nin ilk astronotu (Türkonot) olan Sayın Alper Gezeravcı, uzay yolculuğundan döndü. Vatanımıza ve Milletimize hayırlı olsun. Uzayda yaptığı 13 tane bilimsel deneyin ülkemize kazandıracağı çok faydalar olacaktır. Tekrar Vatanına ve Ülkene hoş geldin Türkonot'umuz, Alper Bey.

Not 2: Bu yazımızı 2021 şubatta yazmıştık. Bugün 18 şubat 2024 ve şu notu ilave edeceğiz. İlk astronotumuzdan sonra ikinci astronotumuz olan Sayın Tuva Cihangir Atasever Nisan 2024 tarihinde uzay yolculuğuna gidecektir. Şimdiden başarılar ve hayırlı yolculuklar dileriz.



   Kaynaklar; wwwkiathmcsbgovtr, wwwmgmgovtr, wwwtuagovtr, wwwsanayigovtr, wwwbilimgenctubitakgovtr, wwwtrthabercom, atmosfer kaç km, uydular hangi katmanda, yerden uzaya kaç km, atmosferin en üst katmanı, hava katmanları, radyo dalgaları hangi katmanda, gökyüzü kaç katman, uzayın katmanları nelerdir, uzay hangi katmanda, uydular atmosferin hangi katmanında, uzay kaç katmandır, TÜRKONOT, ALPER GEZERAVCI, Kara delik, wwwgooglecom, 2. Türk Astronot Tuva Cihangir Atasever, İkinci Türk Astronot, dünyanın atmosferi kaç km, uzay yerden kaç km, atmosfer kaç km yüksekte, yerçekimi hangi katmanda biter, yerden uzay kaç km, dünya atmosferi kaç km, atmosfer kac km, yerden atmosfer kaç km, atmosfer nerede biter, atmosferin en kalın katmanı, yeryüzünden atmosfer kaç km, gökyüzü kaç km, dünyanın uzay katmanları, haberleşme uyduları hangi katmanda, iyonosfer hangi katmanda, dunya atmosfer kac km, meteorlar hangi katmanda parçalanır, atmosfer uzaklığı, ekzosfer nedir, katmanlar, oksijen kaç km de biter, atmosfer kaç km yükseklikte, karadelik, atmosferin kaç katmanı var, radyo dalgaları hangi katmanda bulunur, dünyadan atmosfer kaç km, ekzosfer kaç km, dünya atmosfer katmanları, meteorlar hangi katmanda yanar, atmosfer kaç km başlar, yeryüzü ile gökyüzü arası kaç km, atmosfer yeryüzünden kaç km, atmosfer dünyaya kaç km uzaklıkta, dünya kaç katmandan oluşur, yer ile atmosfer arası kaç km, yatay hava hareketleri hangi katmanda görülür, dünyanın hava katmanları, dünya hava katmanları, uluslararası uzay istasyonu hangi katmanda, uydu hangi katmanda, yerden gökyüzü kaç km, yeryüzü atmosfer arası kaç km, hava tabakaları, gökyüzünde kaç katman var, gökyüzü tabakaları, dünyanın katmanları kaç tanedir,  atmosfer kaç katmandan oluşur, ATMOSFERİN KATMANLARI, UZAY ÇALIŞMALARI, uzay atmosferi, NEDEN ÖNEMLİ, uçakların uçtuğu katman, atmosferin son katmanı, atmosferin katmanları kaç tanedir, atmosferin katları ve özellikleri, atmosferin katmanları ve özellikleri, atmosfer tam olarak kaç katmandan oluşur, atmosfer katmanları ve özellikleri, dünyanın kaç katmanı vardır, yeryüzü kaç katmandan oluşur, uçakların uçtuğu atmosfer katmanı, dünya'nın atmosferi ve katmanları, dünyanın atmosferi ve katmanları, atmosferin özellikleri, gökyüzü kaç katmandır, dünya ile atmosfer arası kaç km, atmosfer yerden kaç km, dünyada kaç katman vardır, dunya atmosfer arasi kac km, uydular atmosferin neresinde, atmosfer kaç km uzakta, yeryüzü ile atmosfer arası kaç kilometre, atmosfer kaç kilometre, atmosferden çıkmak kaç km, atmosfer dünya arası kaç km, atmosfer dünyadan kaç km uzakta, dünya ile atmosfer arası kaç kilometre, yeryüzünden atmosfer kaç kilometre, dünyadan atmosfer kaç kilometre, atmosfer ne kadar yüksekte, atmosfer ne kadar uzaklıkta, uydular atmosferin dışında mı, uydular atmosferin dışında mi, atmosfer kaç tabaka, atmosferin ilk katmanı, ozon tabakası atmosferin hangi katmanında bulunur, dünyanın atmosfer katmanları kaç km, atmosferin katmanları nelerdir, atmosfer kaç tabakadan oluşur, atmosfer hangi katmandadır, atmosferin dünyaya uzaklığı, atmosfer kalınlığı kaç km, katmanlar atmosfer, meteorlar atmosferin hangi katmanında parçalanır, atmosfer dışı kaç km, atmosfer tabakası kaç km, dünyanın katmanları atmosfer, atmosfer ile yeryüzü arasındaki mesafe, atmosferde kaç katman var, atmosfer kaç km de bitiyor, atmosferin en üst tabakası, atmosfer ve katmanları, uzay kaç km sonra başlar, yer ile uzay arası kaç km, yeryüzünden uzaya kaç km, uzay sınırı kaç km, uzay kaç km yukarıda, dünyadan uzaya kaç km, yeryüzünden uzay kaç km, dünya ile uzay arası kaç km, yeryüzü ve uzay arası kaç km, dünya uzay arası kaç km, uzay kaç km uzakta, kaç km sonra uzay başlar, uluslararası uzay istasyonu kaç km yüksekte, uzay kaç km uzaklıkta, uzay dünya arası kaç km, dünyadan uzay kaç km, dünyanın uzaya uzaklığı, uzay ile dünya arası kaç km, uzay ile yer arası kaç km, uzay nerede başlar, uzay kaç km yükseklikte, uzay yeryüzünden kaç km, uzay kac km dunyadan, uzaya çıkmak için kaç km, yeryüzünden uzay boşluğu kaç km, dünyanın katmanlarının isimleri, dünyanın katmanlarının ismi, uçakların uçtuğu katman hangisidir, ÖNEMLİ BİLGİLER, atmosfer kac km yukarıda, atmosfer tabakaları.

11 Şubat 2021 Perşembe

Hayatımızın vazgeçilmezi enerji, Elektrik santral çeşitleri

    Nefes, su ve gıda yaşamak için, hayatın vazgeçilmez üçlüsüdür. Bunlar olmadan hayatı idame ettiremeyiz. Normal bir insan yaklaşık olarak hiç nefes almadan 4-5 dakika, hiç su içmeden (susuzluğa) 7 gün, hiç bir şey yemeden (açlığa) ise 21 gün dayanabilir. Bu üçlü bizi hayata bağlayan olmazsa olmazlarımızdır. Birde günlük yaşama bizi bağlayan bir olmazsa olmazımız var artık, adı enerji.

   Önce Enerji'nin tarifini yapalım, sonra detaylı derin analizlerle niçin bu kadar önemli olduğunu, yazmaya çalışalım.

Enerji Nedir: Kısaca iş yapabilme yeteneğine denir. Çeşitleri vardır.

Enerji Çeşitleri Nedir: Potansiyel, kinetik, ısı, ışık, elektrik, kimyasal, nükleer, ve ses enerjisidir.

Enerji
Enerji Elektrik

   Bu enerji çeşitleri fizik derslerinde yoğun şekilde detaylarına kadar incelenmektedir. Bizlerin günlük hayatta en çok kullandığı enerji terimi ise, elektriktir. 

   Elektrik enerjisi artık bizler için vazgeçilmez oldu, günümüzün 24 saatinde. Evdeki lambaların yanması, kombinin çalışması, beyaz eşyaların çalışması, telefonların şarjı, bilgisayarların şarjı, ev aletlerinin çalışması, asansörlerin çalışması hep elektrikle olmaktadır.

   Peki bu kullandığımız elektrik nelerden üretilmektedir. Yaklaşık oranlarla bunları da yazalım, sonra konumuza devam edelim. Ülkemizdeki elektriğin % 31'i hidrolik enerji (barajlardan), % 29'u doğalgaz, % 22'si kömür, % 8'i rüzgar, % 6'sı güneş, %1,6'sı jeotermal, kalan kısım ise diğer kaynaklardan elde edilmektedir. Türkiye'nin yıllık kurulu gücü yaklaşık 91.000 MW olup, elektrik tüketimi de 310 milyar kwh civarıdır. 

   Ayrıca şunu da bilmekte fayda vardır. Isı enerjisini elektrik enerjisine çeviren tesislere, termik santral denir. Bu santrallerde yakıt olarak kömür, doğalgaz, çöp, fueloil, linyit gibi hammaddeler kullanılır. Bunlar yüksek sıcaklıklarda yakılıp sular ısıtılarak, yüksek basınçlı buhara dönüştürülür. Bu buharın yüksek basıncıyla türbinler döner, dönen türbinlerde alternatörleri çevirip elektrik üretir. 

   Ülkemizdeki elektriğin üretildiği santral sayısı ise büyüklü ve küçüklü olarak yaklaşık 8.100 civarıdır. Bunun 669'u hidroelektrik, 68'i kömür, 262 tanesi rüzgar, 52'si jeotermal, 330'u doğalgaz, 6.435'i güneş, geri kalanı ise diğer santrallerdir. 

   Gördüğünüz üzere ülkemizde baya santral vardır. Her geçen yılda bu santral sayısı artmaktadır. Bir yandan santral sayısı artarken, diğer yandan da elektrik tüketimi de artmaktadır. Hele hele önümüzdeki yıllarda elektrikli arabaların da kullanıma başlamasıyla  elektrik ihtiyacı daha çok artacaktır. O zaman şu konuya bakmamız gerekir. Santral sayısı az ama elektriği çok üreten bir enerji üretim şekli var mıdır?

   Konuyu araştırınca çok ilginç reel verilerle karşılaştık, o kadar ilginç ki sizde çok şaşıracaksınız. En iyisi bilgileri yazalım, analiz edelim. Fransa elektriğinin % 71'ini sadece 58 tane nükleer santrallerden karşılıyor. Düşünebiliyor musunuz sadece 58 tane nükleer santral ile Fransa'nın % 71 elektriği karşılanıyor. Eğer 81 tane santral olsa, tüm ülkenin elektriğini karşılayacaklar.

   Peki bu nükleer santrallerde elektrik nasıl üretiliyor, kısaca yazalım. Atomların parçalanması sonucu açığa çıkan ısı enerjisi, geliştirilen sistemlerle elektrik enerjisine çevrilmektedir.

   Ülkemizde yaklaşık 8.100 tane santral var demiştik, Fransa'da ise 81 tane nükleer santral olsa tüm ülkelerinin enerjisini karşılayacaklar. Bu inanılmaz reel bir veridir. 

   Peki dünyada kaç ülkede, kaç tane kurulu ve inşaat halinde nükleer santral çalışması var, birazda bu verilere bakalım. Dünyada hazır kurulu 31 ülkede 440 nükleer reaktör çalışıyor, 19 ülkede 54 tane reaktör ise inşaat halindedir. Buralardan üretilen elektrik ise dünyadaki arzın % 10'una denk gelmektedir. Yani basit bir hesapla dünyada sadece 5.000 tane nükleer santral olsa, tüm dünyanın elektrik arzı üretilir.

Bu verilerden sonra biraz da ülkeler bazında yazalım, oranları.

Fransa, elektriğin % 71'ini nükleerden üretiyor (58 santral ile)

Ukrayna, elektriğin % 54'ünü nükleerden üretiyor

Belçika, elektriğin % 48'ini nükleerden üretiyor

İsveç, elektriğin % 34'ünü nükleerden üretiyor

Güney Kore, elektriğin % 26'sını nükleerden üretiyor

Amerika, elektriğin % 20'sini nükleerden üretiyor (104 santraller ile)

İngiltere, elektriğin % 19'unu nükleerden üretiyor

Rusya, elektriğin % 16'sını nükleerden üretiyor

Almanya elektriğin, % 13'ünü nükleerden üretiyor

   Bizim ülkemizde Mersin Gülnar'da yapılmakta olan Akkuyu Nükleer santrali vardır. Tamamı bitince (4 reaktör) toplam 4.800 MW kurulu gücü olacaktır. Buradan yaklaşık 35 milyar kilowatt saat elektrik üretilecektir. Yani yaklaşık Türkiye'deki şu anki arzın % 10 'unu, sadece burası karşılayacaktır. Bir başka deyişle bu santral tek başına yaklaşık 200 tane hidroelektrik santralinin ürettiği elektriği, tek başına üretecektir. Çünkü 669 hidroelektrik santralinin ürettiği elektrik Türkiye'nin % 31'ine denk gelmektedir, bunun üzerinden sizde basit hesaplamalar yapabilirsiniz. Ayrıca bu santral üretime başlayınca, yaklaşık 3.400 kişi çalışacaktır, buda çalışma ekonomisine büyük bir katkı sağlayacaktır.

   Bunun yanında Sinop'ta 4.400 MW kurulu güç kapasitesi olan bir nükleer güç santraline başlanacak. Ayrıca Trakya'da da 1 tane 4.400 MW kurulu güç kapasiteli santral yapılması için çalışmalar yapılmaktadır (Kırklareli İğneada mevkiinde tahminen)

   Bu 3 santral yapılıp, tam faaliyete geçtiğinde şu anki arzın yaklaşık % 25'ini karşılayacaktır.

   Bu nükleer santraller yapılırken bazıları istemeyiz demişlerdi. Şimdi tüm dünya verilerine bakarak, niçin istemediklerini, bilimsel verilerle açıklamaları lazım. Amerika'da 104 santral varken, biz de niçin olmasın? Yarın bir gün elektrik sıkıntısı olursa, bu sefer de elektriklerimiz niçin kesildi diyecekler, değil mi?

   Ayrıca şöyle düşünelim, 1 gün full elektrikler kesildi, ne yapacağız o zaman? Buzdolabındaki buzluklar erir, ne varsa bozulmaz mı ? Cep telefonunuzun şarjı bitti, ne yapacaksınız ? Bilgisayarınızın şarjı bitti ne yapacaksınız ? Televizyon çalışmaz, çamaşır makinası çalışmaz, bulaşık makinası çalışmaz, asansörler çalışmaz, evdeki modem çalışmaz dolayısıyla internet olmaz...vs... Kısaca elektrik demek, hayatın devamı demektir. Bu yüzden mümkün mertebe, elektriği çok üretmeliyiz, gereğinden fazla üretirsek satarız. Ama az olursa, sıkıntılar olabilir.

   Ayrıca elektrik üretemez isek dışarıdan almak zorunda kalırız. Bir komşu ülkeden satın aldığımızı düşünelim ve ileride Allah göstermesin o ülke ile savaş oldu diyelim. Savaş zamanında bu ülke bize elektrik verir mi ? Bizler elektriksiz kalırsak ne yapacağız, bu yüzden çok detaylı düşünmeliyiz her şeyi. Büyük ülkeler yıllardır nükleer enerjiyi kullanıyor ve hâlâ da santraller yapmaya devam ediyorlarsa, bizler daha çok yapmalıyız, değil mi? Bu konuda gençlik daha çok çalışmalıdır

Şimdi bu nükleer güç santrallerin özelliklerini yazalım, sonrada yararlarını

Nükleer santrallerin özellikleri nedir:

- 3. nesil olacak
- Güvenli bir tasarıma sahiptirler (Dışarıdan insan müdahalesi olmadan 3 gün boyunca soğutma, dijital kontrol odaları, pasif güvenlik sistemleri ..vs.. olacak)
- Sürdürülebilirdir
- Teknolojik standardizasyonları vardır 
- Erişilebilir
- Meteorolojik şartlardan etkilenmeden 7 gün, 24 saat elektrik üretilir
- Nükleer yakıtın maliyeti, toplam maliyet içinde düşüktür. Yakıtın ham maddesi uranyumdur, farklı coğrafyalarda bulunmaktadır
- Sera gazı salınımı yapmaz, dolayısı ile iklim değişikliğine etkisi yok denecek kadar azdır
- Birim elektrik üretimi başına kurulum alanı, diğer santrallere göre düşüktür. Bu yüzden tarım, yerleşim ve doğal hayata etkisi azdır
- Sahip olduğu güvenlik sistemleri ile doğal radyasyonun sadece % 1'i etkiye sahiptir. Bu yüzden çevrede yaşayan halk etkilenmez, örnek Fransa % 71
- Santralin ömrü 60 yıl olup, 20 yıl daha uzatılabilir

Nükleer santralin yararları:

- İnşasında toplam binlerce işçi çalışacak
- Petrol ve doğalgaz alımı azalacak, dolayısıyla cari açık azalacak
- Enerjiye bağımlılık azalacak, döviz çıkmamış olacak
- Üretime başlayınca çalışan çok personel sayısı olacak 
- Akkuyu'nun yaklaşık maliyeti 20 milyar dolar olup, % 99.2 si Rus Devlet Kuruluşunundur. Bizim devletimiz para ödemeyip, üretime başlayınca belli oranına alım garantisi (15 yıl, yarısını) vermiştir. Yani devletimize yük olmayacak. Bu santral ''Yap-Sahip Ol-İşlet'' modeli ile yapılmaktadır ve bu şekli ile dünyada ilk, nükleer güç santrali projesidir.

   Bu arada kısa bir not yazalım. Çernobil Nükleer Santral Kazasını duyanlar, Çernobil nerede diye bazen araştırıyor. Çernobil, Ukrayna Kiev şehrine 130 km uzaklıktadır. Bu ve diğer iş kazaları ile ilgili şunu söylemek isteriz. Ne iş yapılırsa yapılsın, iş güvenliği iyi sağlanmalıdır. 

   Öz detayları ile sizlere elektrik enerjisinin önemini anlatmaya çalıştık. Elektrik üretmek görünürde gözümüze basit gibi gelebilir, ama hem zaman olarak hem de parasal olarak büyük yatırımlar ister. Bu yüzden hep üretilmesi gerekir. 

   Önemli bir yazımızın daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Gördüğünüz gibi yazıda çok ilginç veriler vardır, bu yüzden yazımızı tüm tanıdıklarınızla paylaşırsanız, onlarda öğrenmiş olur. Bir başka yazımızda görüşmek dileğiyle, herkese saygılar...


NOT 1: Bu yazımızı 11 şubat 2021 tarihinde yazmıştık. Bugün 3 mart 2022, son güncelleme ile ilgili bir notu eklemek istedik. Bugünkü tarih itibariyle toplam üretilen elektriğin, % 21'ini rüzgar ve güneş santralleri sağlamaktadır.

NOT 2: Bu yazımızı 11 şubat 2021 tarihinde hazırlamıştık. Bugün 18 şubat 2024 ve şu notu ekliyoruz. Bakanlığımızın açıklamasına göre 2023 yılı sonu itibariyle;

Ülkemizdeki elektriğin % 36,3'ü kömür, % 21,4'ü doğalgaz, % 19,6'sı hidrolik enerji (barajlardan), % 10,4'ü rüzgar, % 5,7'si güneş, %3,4'ü jeotermal, kalan kısım ise diğer kaynaklardan üretilmektedir. Türkiye'nin yıllık kurulu gücü yaklaşık 106.668 MW olup, elektrik tüketimi de 330 milyar kwh civarıdır. 

2023 sonu itibariyle santral sayıları da şöyle olmuştur;

Yaklaşık 13.000 adet civarıdır. Bunun 756'sı hidroelektrik, 68'i kömür, 365 tanesi rüzgar, 63 tanesi jeotermal, 344 tanesi doğalgaz, 10.990 tanesi güneş, geri kalanı ise diğer santrallerdir. 



   Kaynaklar ve etiketler; wwwenerjigovtr, wwwakkunppcom, NÜKLEER ENERJİ, açlık, nükleer enerji, KÖMÜR, susuzluk, HİDROELEKTRİK, Yenilenebilir Enerji, Doğal enerji, GÜNEŞ, RÜZGAR, enerji neden önemlidir, elektrik santral çeşitleri nedir, elektrik santral çeşitleri nelerdir, nükleer santral nedir, elektrik olmasaydı ne olurdu, HAYATIMIZIN VAZGEÇİLMEZİ ENERJİ, nükleer santral hangi ülkelerde vardır, ELEKTRİK SANTRAL ÇEŞİTLERİ, amerika'da kaç tane nükleer santral var, YAPILAN YATIRIMLAR, elektrik nelerden üretilir

Öne Çıkan Yayın

3 Aralık Dünya Engelliler Günü, Engelleri Birlikte Aşalım